Scramanga'nın seninle bir antlaşma yapmış olmasını isterdim.
Skoro bih radije da je Scaramanga tražio vas.
Uzun yıllar önce dövüşmesinler diye... ilk Hattori Hanzo, onların toprakları arasındaki sınırda... bir taşa kazınmış yeminle bir antlaşma yaptı.
Pre mnogo godina, da se vise ne bi borili... prvi Hattori Hanzo ih je naterao da nacine zakletvu... ciji je simbol bio kamen postavljen na granici izmedu njihovih teritorija.
Amerikalılar, barış antlaşmasına aracılık ettiler, evet ama bazılarına göre, yönetimden çekilmesi karşılığında Tilki'yle onu savaş suçları için tutuklamayacakları yönünde gizli bir antlaşma yapmışlar.
Amerikanci, aha, oni su isposlovali mirovni sporazum, ali neki bi sugerirali kako su napravili tajni sporazum sa Liscem, da ako bi odstupio s vlasti ne bi ga uhvatili za ratne zločine.
Yeni bir antlaşma yaparak, Fransızlara karşı iş birliği yapmak istiyor.
Kralj mi je tražio da sastavim novi sporazum, o ujedinjenju protiv francuza.
Bu gibi tehlikeleri ne pahasına olursa olsun bertaraf etmek için bir antlaşma yaptık.
Sjećaš se? -Naravno. Dogovorili smo se da ćemo spriječiti takvu opasnost po svaku cijenu.
Ayrıca İmparator'un elçilerinin bir antlaşma yapmak için geldiğini de biliyordun.
I također znate, svakako, da su carski emisari dolazili privatno, napraviti sporazum sa njegovim Veličanstvom.
49 devletin imzaladığı bir antlaşma ile tüm insanlığın paylaştığı bir hazine haline geldi.
Ugovor potpisan od strane 49 država napravio je to blagom koji dijeli cijelo čovječanstvo.
Efendinizin, Fransızlar'la ayrı bir antlaşma imzaladığı kulağıma çalınıyor.
CUO SAM DA JE VAS GOSPODAR POTPISAO ODVOJEN MIROVNI SPORAZUM SA FRANCUZIMA.
Siu şeflerine ve önde gelenlerine "Sat ya da Açlıktan Öl" olarak bilinen bir kampanyayla yeni bir antlaşma sunuldu.
Novi sporazum predstavljen je poglavicama i vođama Siouxa, poznat i kao kampanja "prodaj ili umri od gladi".
Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.
A s tobom ću učiniti Savez; ti ćeš ući u korablju - ti i s tobom tvoji sinovi, tvoja žena i žene tvojih sinova.
Daha sonra İbrahim Avimeleke davar ve sığır verdi. Böylece ikisi bir antlaşma yaptılar.
Abraham uzme ovaca i goveda pa ih dade Abimeleku te njih dvojica sklope savez.
İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Gününü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler.
Stoga neka Izraelci drže subotu - svetkujući je od naraštaja do naraštaja - kao vječni savez.
Ülke halkıyla herhangi bir antlaşma yapmayın. Yoksa onlar başka ilahlara gönül verir, kurban keserken sizi de çağırırlar; siz de gider yersiniz.
Ne pravi saveza sa stanovnicima one zemlje da te oni, kad se odaju bludnosti sa svojim bogovima i žrtve im budu prinosili, ne bi pozivali, a ti pristao da jedeš od prinesene žrtve;
Bu ekmek, İsrail halkı adına sonsuza dek sürecek bir antlaşma olarak, her Şabat Günü aksatılmadan RABbin huzurunda dizilecek.
Svake subote, bez prijekida, neka se postavljaju pred Jahvu. To neka Izraelci vrše zbog vječnoga Saveza.
Tanrımız RAB Horev Dağında bizimle bir antlaşma yaptı.
Jahve, Bog naš, sklopio je s nama Savez na Horebu.
Bütün Yaveşliler, Nahaşa, ‹‹Bizimle bir antlaşma yap, sana kulluk ederiz›› dediler.
Svi Jabešani poručiše Nahašu: "Sklopi savez s nama pa ćemo ti se pokoriti."
Böylece Yonatan Davut soyuyla bir antlaşma yaptı ve, ‹‹RAB Davutun düşmanlarını cezalandırsın›› dedi.
neka ime Jonatanovo ne iščezne s domom Šaulovim, inače će Jahve tražiti o tome račun od Davida."
Benimle bir antlaşma yap; o zaman İsrailin tümünün sana bağlanması için ben de senden yana olurum.››
Htio je reći: "Učini savez sa mnom i moja će ti ruka pomoći da okupiš oko sebe svega Izraela."
İsrailin bütün ileri gelenleri Hevrona, Kral Davutun yanına gelince, kral RABbin önünde orada onlarla bir antlaşma yaptı. Onlar da Davutu İsrail Kralı olarak meshettiler.
Tako dođoše sve izraelske starješine kralju u Hebron, a kralj David sklopi s njima savez u Hebronu pred Jahvom; i pomazaše Davida za kralja nad Izraelom.
Soyum da Tanrıyla böyle değil mi? O benimle sonsuza dek kalıcı, Her yönüyle düzenli ve güvenilir bir antlaşma yaptı. Kesin kurtuluşa ve her dileğime kavuşmamı O sağlamayacak mı?
Da, moja kuća stoji čvrsto pred Bogom: on je učinio vječan Savez sa mnom, u svemu dobro uređen i utvrđen. Da, on će dati da napreduje sve moje spasenje i svaka moja želja.
RAB, verdiği söz uyarınca, Süleymana bilgelik verdi. Süleymanla Hiram arasında barış vardı. Aralarında bir antlaşma yaptılar.
(5:26) Jahve je dao mudrost Salomonu, kako mu bijaše obećao; između Hirama i Salomona vladao je mir te oni sklopiše savez.
‹‹Babamla baban arasında olduğu gibi seninle benim aramızda da bir antlaşma olsun. Sana armağan olarak gönderdiğim bu altınlara, gümüşlere karşılık, sen de İsrail Kralı Baaşa ile yaptığın antlaşmayı boz, topraklarımdan askerlerini çeksin.››
"Neka bude savez između mene i tebe, između moga i tvoga oca; evo, šaljem ti na dar srebra i zlata: hajde, raskini savez s izraelskim kraljem Bašom da bi otišao od mene."
Yedinci yıl Yehoyada haber gönderip Karyalılarınfö ve muhafızların yüzbaşılarını çağırttı. Onları RABbin Tapınağında toplayarak onlarla bir antlaşma yaptı. Hepsine RABbin Tapınağında ant içirdikten sonra kralın oğlu Yoaşı kendilerine gösterdi.
Sedme godine Jojada posla po satnike Karijaca i tjelesnu stražu i pozva ih k sebi u Dom Jahvin. Sklopi s njima savez, zakle ih i pokaza im kraljeva sina.
Yehoyada RABbin halkı olmaları için RAB ile kral ve halk arasında bir antlaşma yaptı. Ayrıca halkla kral arasında da bir antlaşma yaptı.
Tada Jojada sklopi savez između Jahve, kralja i naroda da narod bude narod Jahvin.
İsrailin bütün ileri gelenleri Hevrona, Kral Davutun yanına gelince, Davut RABbin önünde orada onlarla bir antlaşma yaptı. Onlar da RABbin Samuel aracılığıyla söylediği söz uyarınca, Davutu İsrail Kralı olarak meshettiler.
Tako dođoše sve izraelske starješine kralju u Hebron, a kralj David s njima sklopi savez u Hebronu pred Jahvom i pomazaše Davida za kralja nad Izraelom, kako bijaše Jahve rekao Samuelu.
‹‹Babamla baban arasında olduğu gibi seninle benim aramızda da bir antlaşma olsun. Sana gönderdiğim bu altınlara, gümüşlere karşılık, sen de İsrail Kralı Baaşa ile yaptığın antlaşmayı boz, topraklarımdan askerlerini çeksin.››
"Neka bude savez između mene i tebe i između moga i tvoga oca; evo, šaljem ti na dar srebra i zlata, hajde, raskini savez s izraelskim kraljem Bašom da bi otišao od mene."
Yedinci yıl gücünü gösteren Yehoyada yüzbaşı olan Yeroham oğlu Azarya, Yehohanan oğlu İsmail, Ovet oğlu Azarya, Adaya oğlu Maaseya, Zikri oğlu Elişafatla bir antlaşma yaptı.
Sedme se godine Jojada ojunači i poče tražiti satnike: Jerohamova sina Azarju, Johananova sina Jišmaela, Obedova sina Azarju, Adajina sina Maaseju, Zikrijeva sina Elišafata, i sklopi s njima savez.
Yehoyada RABbin halkı olmaları için kendisiyle halk ve kral arasında bir antlaşma yaptı.
Tada Jojada sklopi savez između Jahve, naroda i kralja da narod bude Jahvin.
Şimdi, bize duyduğu kızgın öfkeyi yatıştırmak için, İsrailin Tanrısı RABle bir antlaşma yapmayı tasarlıyorum.
Sad sam, dakle, namislio u svom srcu sklopiti Savez s Jahvom, Izraelovim Bogom, da bi se odvratio od nas njegov jarosni gnjev.
‹‹Kulak verin, bana gelin. Dinleyin ki yaşayasınız. Ben de sizinle sonsuz bir antlaşma, Davuta söz verdiğim kalıcı iyilikleri içeren bir antlaşma yapayım.
Priklonite uho i k meni dođite, poslušajte, i duša će vam živjeti. Sklopit ću s vama Savez vječan, Savez milosti Davidu obećanih."
‹‹Çünkü ben RAB adaleti severim, Nefret ederim soygun ve haksızlıktan. Sözümde durup hak ettiklerini verecek, Onlarla ebedi bir antlaşma yapacağım. yakmalık sunulardan››.
Jer ja, Jahve, ljubim pravdu, a mrzim grabež nepravedni. Vjerno ću ih nagraditi i sklopiti s njima Savez vječni.
‹‹İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor›› diyor RAB,
"Evo dolaze dani - riječ je Jahvina - kad ću s domom Izraelovim i s domom Judinim sklopiti Novi savez.
Onlarla kalıcı bir antlaşma yapacağım: Onlara iyilik etmekten vazgeçmeyecek, benden hiç ayrılmasınlar diye yüreklerine Tanrı korkusu salacağım.
I sklopit ću s njima Savez vječan, nikad se više neću odvratiti od njih i uvijek ću im činiti dobro; usadit ću im u srce svoj strah, da se nikad više ne odmetnu od mene.
RAB diyor ki, ‹Gece ve gündüzle bir antlaşma yapıp yerin, göğün kurallarını saptamasaydım,
Ovako govori Jahve: "Da ne sklopih saveza svojega s danom i noći i da ne postavih zakone nebu i zemlji,
Kral Sidkiya Yeruşalimdeki halkla kölelerin özgürlüğünü ilan eden bir antlaşma yaptıktan sonra RAB Yeremyaya seslendi.
Riječ koju Jahve uputi Jeremiji, pošto je kralj Sidkija sa svekolikim narodom jeruzalemskim sklopio savez da im proglasi slobodu,
‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki: Atalarınızı Mısırdan, köle oldukları ülkeden çıkardığımda onlarla bir antlaşma yaptım. Onlara dedim ki,
Ovako govori Jahve, Bog Izraelov: "Ja sam sklopio Savez s ocima vašim u dan kada ih izvedoh iz Egipta, iz zemlje ropstva, govoreći:
Sizse sonradan yola gelip gözümde doğru olanı yaptınız: Hepiniz İbrani kardeşlerinizin özgürlüğünü ilan ettiniz. Önümde, bana ait olan tapınakta bu doğrultuda bir antlaşma yapmıştınız.
A vi se bijaste obratili i učinili što je pravo u očima mojim, proglasivši slobodu za svakoga bližnjega svoga i preda mnom ste sklopili savez u Domu koji se zove mojim imenom.
Gençlik günlerinde seninle yaptığım antlaşmayı anımsayacağım. Seninle sonsuza dek kalıcı bir antlaşma yapacağım.
Ali ću se ja ipak spomenuti svojega Saveza s tobom što ga sklopih u dane mladosti tvoje i uspostavit ću s tobom Savez vječan.
Sonra kralın soyundan gelen birini alıp ant içirerek onunla bir antlaşma yaptı. Ülkenin önderlerini de tutsak aldı.
Odvede i izdanak iz kraljevskoga koljena, sklopi s njima savez i zakletvom se obveza, pošto odvede sve mogućnike iz zemlje,
Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. Bu onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak. Onları yeniden oraya yerleştirip sayıca çoğaltacağım. Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım.
Sklopit ću s njima savez mira; bit će to Savez vječan s njima. Utvrdit ću ih i razmnožiti i postavit ću Svetište svoje zauvijek među njih.
Krallığının bütün gücünü toplayıp Güney Kralının üzerine yürümeyi amaçlayacak ve Güney Kralıyla bir antlaşma yapacak. Ülkesini yerle bir etmek için kızını eş olarak ona verecek. Ama tasarısı başarılı olmayacak, ona yarar sağlamayacak.
Čvrsto odlučivši da se pošto-poto domogne svega njegova kraljevstva, sklopit će s njim ugovor dajući mu jednu kćer za ženu da ga upropasti, ali mu neće uspjeti, neće se to zbiti.
‹‹Onunla yaşam ve esenlik verecek bir antlaşma yaptım ve bana saygı göstersin diye kendisine bunları verdim. Benden korkup adıma saygı gösterdi.
A moj Savez s njim, to bijaše život i mir - ja sam mu ih dao: bijaše to strah - i on me se bojao, Imena se moga plašio.
Oysa halkını kusurlu bulan Tanrı şöyle diyor: ‹‹ ‹İsrail halkıyla ve Yahuda halkıyla Yeni bir antlaşma yapacağım günler geliyor› Diyor Rab.
Doista, kudeći ih veli: Evo dolaze dani - govori Gospodin - kad ću s domom Izraelovim i s domom Judinim dovršiti novi Savez.
Tanrı, ‹‹Yeni bir antlaşma›› demekle ilkini eskimiş saymıştır. Eskiyip köhneleşense çok geçmeden yok olur.
Kad veli novi, ostari onaj prvi. Što pak stÓari i dotrajava, blizu je nestanku.
3.8759150505066s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?